Ağır depresyon, depresif bozuklukların en şiddetli formu olan majör depresyon olarak bilinir. Ağır depresyon özellikle kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Bu durum, erken erişkinlik döneminde başlar ve 30-45 yaş aralığında daha belirgin hale gelir. Yaşlılık döneminde de devam edebilir. Ağır depresyon, kırsal bölgelere kıyasla şehirlerde daha yaygındır. Şehir yaşamındaki ağır yaşam koşulları, yüksek suç oranları, yasa dışı maddelere kolay erişim, işsizlik ve stresli yaşam koşulları bu duruma neden olabilir. Ayrıca, ağır depresyon hikayesi olan ailelerde, majör depresyon riski daha yüksek olmaktadır. Erken çocukluk travmaları ve olumsuz yaşam olayları, depresyonun başlamasında oldukça etkilidir. Pasif, bağımlı ve histrionik kişilik yapısına sahip bireylerde depresyon daha fazla gözlemlenirken, antisosyal ve paranoid kişilik yapısında olanlarda daha az görülmektedir. Depresyon, tekrarlayabilen ve kronikleşebilen bir rahatsızlık türüdür. Anksiyete bozuklukları da ağır depresyon olasılığını artırmaktadır. Bunun dışında, nörolojik rahatsızlıklar, ileri derecede uyku bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı da diğer sebepler arasında yer alır.

Ağır depresyon, en az iki haftalık bir süre boyunca, daha önceki işlevsellik düzeyinde değişiklikle beraber depresyon belirtilerinin en az beş tanesinin bulunması durumudur. Ağır depresyonun en önemli belirtileri arasında ilgi kaybı ve hiçbir şeyden zevk alamama yer alır.

Ağır depresyon yaşayan kişi, sürekli olarak kendini üzgün ve boşlukta hisseder. Bu kişiler gözlemlendiğinde sürekli ağlamaklı bir ifadeleri vardır. Depresif durum gün boyu sürer ve tüm aktivitelerde ve sosyal yaşam etkinliklerinde azalma ve ilgi kaybı söz konusudur. Ağır depresyon yaşayan kişi, belirli bir diyet yapmıyor olmasına rağmen şiddetli kilo artışı ya da zayıflama yaşar. Sürekli uyuma ya da hiç uyuyamama gibi zıt durumlar da ağır depresyon belirtilerindendir. Ağır depresyonda sürekli olarak psikomotor ajitasyon ya da retardasyon görülebilir.

Ayrıca hastada yorgunluk, bitkinlik ve halsizlik durumları gözlemlenir. Kişi kendisini değersiz hisseder ve suçluluk duygusu yaşar. Düşüncelerini belli bir noktada odaklayamaz ve kararsızlık hissi sık sık yaşanır. Ağır depresyonda kişinin aklında her an ölüm ve intihar düşünceleri belirebilir. Ağır depresyondaki temel sorun, kişinin benlik saygısını yitirmiş olmasından kaynaklanır.

Ağır depresyon yaşayan kişilerde tespit edilmiş en önemli özellik, erken yaşlarda olumsuz yaşam olayları ile karşılaşmış olmaları ve yaşamlarının sürekli engellenmiş olmasıdır. Bu durum, öğrenilmiş bir çaresizlik yaratır. Çocukluk çağlarında yaşama ve öğrenme yoluyla bazı temel düşünceler ve değer yargıları ortaya çıkar. Kişi değişime dirençliyse, birey olduğunda yeterli işlevselliğe erişemez. Depresyonun ortaya çıkmasına neden olan şey, değersizlik, sevilmeme ve başarısızlık duygusudur.

Ağır depresyonun tedavisinde psikoterapi ve ilaç tedavisi en yaygın yöntemlerdir. Psikoterapide bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve kişilerarası terapi (IPT) gibi yaklaşımlar kullanılabilir. İlaç tedavisinde ise antidepresanlar, serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI) gibi ilaçlar tercih edilir. Bunun yanı sıra, yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve uyku düzeni de tedavi sürecinde önemli rol oynar.

Ağır depresyonla başa çıkmanın yolları şunlardır:

Ağır depresyon, ciddi bir ruh sağlığı sorunudur ve tedavi edilmediğinde yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir. Ancak, doğru tedavi ve destekle bu durumun üstesinden gelinebilir ve kişi yeniden sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilir.